Pandemi döneminin başlarında her sabah çay ve kahve içmeden geçmiyordu. Aslında şu anda da öyle. Küresel bir salgın, sivil huzursuzluk ve dinmeyen iklim krizinin ortasında yaşamakla ilgili bir şey, tüm her şeyi değiştirmek istememize neden olabiliyor. Bugün sizlere dünyada kült haline gelmiş Bialetti Moka Pot hakkında harika bilgiler vereceğiz.
Evde zaten moka potu olanların bile işine yarayacağını düşündüğümüz bu detaylı inceleme içeriği aslında en iyi modellere küçük dokunuşlar yapıyor. Ben evimde Bialetti Moka Pot Express kullanıyorum ve Moka Express’imi diğer üç moka pota karşı test ettim. Sonucunda ise bu özel modelin neden bir kült haline geldiğini tekrar tekrar anladım. 10 dakikadan daha kısa sürede güçlü ve zengin bir espresso kahve yapabiliyorum. Ayrıca yarı latte kahve yapmak için ise demlemeyi basit şurup ve sütle karıştırarak latte elde edebiliyorum.
Moka Express’in kullanımı kolay ve bu kılavuz için test ettiğimiz diğer moka potlardan daha uygun fiyatlıdır. Aynı zamanda retro görünümü (en azından bazı yönlerden) daha tatlı geliyor.
Moka Pot Nedir?
Önce kitabın ortasından değil de başından başlayalım. Moka Pot, 1930’ların başında İtalyan mühendis ve alüminyum metal işçisi Alfonso Bialetti tarafından evde kahve yapmanın kolay ve ekonomik bir yolu olarak icat edilmiştir. O zamanlar kahve, neredeyse sadece kahvehanelerde yapılır ve tüketilirdi.
Bialetti’nin yarattığı Moka Express, günümüzde açık ara en yaygın olarak kullanılan ve en çok satılan ürünüdür. Dökme alüminyumdan yapılmış olan üç ana bileşene sahiptir: sekizgen bir taban, huni şeklinde bir süzgeç ve üstte menteşeli kapaklı köşeli bir sürahi. Bialetti Industries ihracat müdürü Cristina Leporati, tasarımın 1930’lardaki art deco mimarisinden ve kadın eteklerinden ilham aldığını ve “yıllar içinde şekil olarak yalnızca küçük değişikliklere uğradığını” söylüyor. Aslında neredeyse hiç değişmemiştir.
İkinci Dünya Savaşı sırasındaki alüminyum kıtlığı, Moka Express’i neredeyse bitirdi, mahvetti. Ancak Alfonso’nun oğlu olan Renato işi devraldı ve bıyıklı küçük adam maskotu tekrar tanıtarak satışları yeniden canlandırdı. Renato’nun kendisine dayanan imajı, her Moka Express’in yan tarafına basılan bu karakter, Alfonso’nun icadı kadar ikonik hale geldi. Bialetti Moka Express ise yıllar boyunca Modern Sanat Müzesi’nde ve New York’taki Cooper Hewitt’te Londra Bilim Müzesi’nde sergilendi.
Moka potta yaptığımız kahveler espressoya en yakın tadı verir. Kimi zaman cortado denemeleri yaptığımızda da sahte cortadolar elde ettik. Tam olarak aynı olmasa da cortadoya çok yakın. Moka potlar da diğer set üstü kahve makinelerinden biraz farklıdır. Moka pot basınçlı bir ekstraksiyon stili kullanır. Bu nedenle su en alt haznede kaynar ve filtreden buhar şeklinde yukarı doğru itilir.
Bialetti Moka Express’i Neden Seviyoruz?
Test ettiğimiz çoğu moka pot gibi, Moka Express’te basit ama etkili, hafif ama sağlam, uygun fiyatlı ama şık. Geleneksel espresso makinelerinin aksine, kullanımı karmaşık değildir. Ayın zamanda çok uzun süre ocakta bırakıp kahvenizi yakmak dışında çok sorun yaratmaz. Ürettiği içeceklerin aroması, test ettiğimiz diğer moka potların çoğundan ve bir French Press veya filtre kahve makinesinden alınan kahveden daha zengindir.
Bir zamanlar sabah kahvesini hazırlamak adına Moka Express kullanmış olan bazı kişiler, daha yeni yenilikler için bundan kaçınıyor olsa da, benzer şekilde konsantre bir fincan kahveyi daha net şekilde yapabilen ekipmanlar tercih edebilir. Fakat moka pot bambaşka bir duygudur.
Moka Pot Nasıl Kullanılır?
Moka potta kahve yapmanın en iyi yolu, buhar vanasına kadar tabana kaynar su dökerek başlamaktır. Bu size çok zahmetli geliyorsa veya elinizde bir su ısıtıcısı yoksa, Bialetti kılavuzunun önerdiği gibi soğuk suyla başlayabilirsiniz, ancak bu yöntemle, kahve açıkta kaldığı için kahveyi yakma riskiniz artar. Yaklaşık dörtte üçü dolana kadar süzgecin içine ince öğütülmüş kahve ekleyin (6 fincanlık moka pot için 20 gram) ve tabana bırakın. Ardından üst parçayı vidalayın; önceden kaynamış suyla başladıysanız, bu son adım için fırın eldiveni veya bulaşık bezi kullanın, çünkü taban çok sıcak olacaktır.
Ardından, her şeyi sıcak bir brülöre ayarlayın (en küçük brülörü yüksek ayarda kullanıyorum, ancak çok fazla ısı kahvenin tadını acılaştırabileceğinden burada biraz deneme yanılma yapmanız gerekebilir) ve kahvenin köpürmeye başlamasını bekleyin. Üst bölmenin yarısı kahveyle dolduğunda, bir gurglama sesi duymalısınız. Adını bir tür volkanik patlamadan alan ve strombolian faz olarak adlandırılan bu kusursuz ses, buharın tüm suyu kahve telvelerinden ve üst hazneye girmeye zorladığı ve kahvenin içilmeye hazır olduğu anlamına gelir. Kahveyi mümkün olduğunca çabuk moka kabından boşaltın veya soğutmak için alt bölmeyi soğuk su altında çalıştırın, böylece kahve yanmaz ve keskin bir tat elde etmez.
Herhangi bir kahve demleme yönteminde olduğu gibi, hangi çekirdekleri kullanacağınız ve ne kadar ince öğüteceğiniz size kalmış. Her ikisi de kahvenizin tadını önemli ölçüde etkileyebilir.
Kendi çekirdeklerinizi evde öğütüyorsanız veya yerel kahve satıcınızdan belirli bir öğütme boyutu talep edebiliyorsanız, toz şekerden biraz daha kaba bir doku hedeflemenizi öneririm. Ayrıca tercih ettiğiniz damak tadına göre ayarlayabilirsiniz: Kahveniz çok acı çıkıyorsa veya demlenmesi uzun sürüyorsa, çekirdekleri biraz daha kaba öğütmeyi deneyin. Tadı zayıf veya kötüyse, daha ince öğütün.
Hangi Boyutu Almalısınız?
En sık, zeminin ne kadar su emdiğine bağlı olarak 8 ila 10 ons demlenmiş sıvı yapan 6 fincanlık moka potlarla karşılaştım. Bialetti’den Cristina Leporati, orijinal Moka Express’in tek bir kişi veya küçük bir aile için tasarlanmış 3 fincanlık bir moka pot olduğunu söylüyor, ancak ürün yelpazesi genişledi. Şirket şimdi, 1,5 onsluk tek bir kahve içeren yarım fincandan 18 fincanlık bir Moka Express’e kadar geniş bir ürün yelpazesi sunuyor.
Eviniz için hangi boyutun doğru olduğuna karar verirken, kahve içenlerin sayısını, günlük kahve alımlarını ve belki de en önemlisi kafein toleranslarını göz önünde bulundurun.
Bakım
Bir alüminyum moka potun temizliği söz konusunda olduğunda akıllarda iki soru işareti beliriyor: sabunlu mu, sabunsuz mu? Şahsen, Moka Express’in parçalarını her kullanımdan sonra ılık suyla durulamak mantıklı oluyor. Kahve kalıntılarının köşelerde ve çatlaklarda birikmesini önlüyor ve temizlemesi sadece 30 saniye sürüyor.
Leporati ise yalnızca suyla ve deterjansız temizlenmesini öneriyor. Çünkü alüminyum gözenekli olduğundan kahve aromasını emer ve tadını değiştirir.
Alüminyum üzerinde kolayca çizildiği için ovma pedi kullanmaktan kaçınmak erekiyor. Sert lekeleri çıkarmak için yumuşak bir sünger veya bulaşık fırçası kullanabilirsiniz. Paslanmaz çelik biraz daha fazla suistimale dayanabilir, ancak yine de bir ovma pedi veya yün gibi diğer sert yıkayıcılardan kaynaklanan hafif çizikler oluşabilir. Leporati, bulaşık makinesinde kesinlikle yıkanmaması gerektiğini söylüyor. Aşırı ısı ve sert deterjanlar, alüminyum bileşenlerinin rengini bozar, çözer ve aşındırır.
Sabun kullansanız da kullanmasanız da üst haznenin alt kısmındaki yuvarlak metal filtre ve lastik contayı temizlemek için birkaç haftada bir çıkarıp, yılda bir değiştirmelisiniz. Bunu yaparken, üst haznenin tüp benzeri merkezini iyi bir ovma sağlamak için saman temizleyici veya diş fırçası kullandığınızdan emin olun.
Temizledikten sonra parçaları hemen temiz, emici bir bezle kurulayın, böylece metal oksitlenmez. Ve kauçuk contayı gereksiz yere zorlamaktan kaçınmak için parçaları kullanımlar sırasında ayrı olarak saklamak daha iyi olsa da, bunun yerine vidalamayı tercih edebilirsiniz.
News
