Eren TUTEL
Fenerbahçe, Galatasaray karşısında alışa geldiğimiz oyununu sahaya yansıttığı karşılaşmada Galatasaray’a 1-0 mağlup oldu. Sarı-lacivertliler bir kez daha derbi maçta kaybederek zirve yarışında yara aldı. Kanarya pratiğinin bozulduğu maçta üretmekte zorlandı. Karşılaşmanın hikâyesi:
Erol Bulut, Gustavo’nun eksikliğini fizik kalitesi yüksek olan bir ön alan hattıyla (Osayi Samuel, Samatta ve Valencia) kapatmayı hedefledi. Sarı-lacivertliler bu üçlünün takım savunmasına katkısıyla Brezilyalı yıldızının yokluğunu pek fazla aramadı fakat hücumda da etkisiz kaldı. Galatasaray’ın da hücumcu bir kadroyla çıkmasına rağmen tedirginliği ve top kayıpları da Bulut’un ekmeğine yağ sürdü.
KALİTE DÜŞÜKTÜ
Tedirginliğin kazanma hırsının önüne geçtiği ilk yarıda pek fazla kalite göremedik. Erol Bulut’un takımını daha tedirgin tutmak için sebepleri vardı ancak yine de futbolseverler olarak derbiden beklentilerimiz yüksekti.
EZBER BOZULDU
İkinci yarıda baskı hattını biraz daha önde tutmayı tercih eden sarı-lacivertliler oyun ezberini bozunca Galatasaray’ın golü bulması fazla gecikmedi. Golden sonra agresif bir ön alan baskısıyla beraber sarı-kırmızılıların oyun kurulumunu bozmayı hedefleyen Fenerbahçe’nin bu planında bir iki aksiyon hariç başarılı olamadı. Burada eleştirilmesi gereken unsur Bulut’un skor olarak gerideyken bile bozmayı oynamaya tercih etmesiydi. Sezonun yarısına geçtik ve sarı-lacivertlilerin henüz net bir topa sahip olma pratiği yok. Zorluk seviyesi yüksek maçlarda bu pratiğin olmaması da haliyle sahaya yansıyor. Bir iki istisna hariç sezonun büyük bölümünde bu eksikliği fazlasıyla hissetti sarı-lacivertliler.
Oyunu daha direkt oynamak da elbette bir seçenek ancak şampiyonluk adayı bir takımın topla verimli bir şekilde oynamasını öğrenmesi gerekiyor.
